BLOG
Açık kaynak, Linux, Android ve Bitcoin gibi platformlara güç vererek teknolojide devrim yarattı. Açık kaynağın ne anlama geldiğini öğrenin ve Blink'in açık kaynak yığınını keşfederek topluluk işbirliğinin inovasyonu nasıl desteklediğini görün.
Açık kaynak felsefesinin dünyadaki en yaygın düşünce ekollerinden biri haline geleceği kimin aklına gelirdi? Başlangıçta, OSS olarak da bilinen açık kaynak yazılım fikri o kadar mantıksız geliyordu ki çoğu insan bunun tarihte bir dipnot olarak kalacağını düşünüyordu. Yine de şimdi bize bakın.
Bir yandan internetin çoğu Linux sunucularında çalışıyor, Android en popüler işletim sistemi ve tüm havalı insanlar VLC medya oynatıcısını kullanıyor. Sadece bu da değil, Microsoft işbirlikçi geliştirici platformu GitHub için 7.5 milyar dolar ödedi ve Google makine öğrenme platformu TensorFlow'u açık kaynaklı hale getirdi ve dünya çapındaki geliştirici topluluğunu meşgul etmek için önemli kaynaklar harcıyor.
Öte yandan, açık kaynak felsefesi Bitcoin ağının tam merkezinde yer almaktadır. Açık kaynak olmasaydı Bitcoin'in uygulanabilir olmayacağını bile iddia edebiliriz. Herkesin kodu denetleyebilmesi, ağın işlemleri doğrulamak için güvenilir bir üçüncü tarafa ihtiyaç duymamasının merkezinde yer alır.
Blink de dahil olmak üzere cüzdanlar ve ilgili yazılımlar bu özellikleri miras aldı ve işleri açık kaynak yöntemiyle yapmayı benimsedi. Övünmek gibi olmasın ama Bitcoin ağı, internetten bu yana dünyanın gördüğü en önemli gelişmedir.
Dolayısıyla, açık kaynağın kazandığını kesinlikle söyleyebiliriz, ancak...
Geleneksel olarak yazılımlar çoğunlukla "tescilli" veya "kapalı kaynaklıdır". Bu, yazılımı oluşturan kuruluş, ekip veya kişinin yazılım üzerinde tam kontrole sahip olduğu anlamına gelir. Sadece onlar yazılımı değiştirebilir, inceleyebilir ve hatta yapması gerekeni yaptığından emin olmak için okuyabilir. Yelpazenin diğer ucunda, açık kaynaklı yazılım kontrolü teslim eder ve tamamen yabancıları işbirliği yapmaya teşvik eder.
Ya da Oracle 'ın dediği gibi:
"Genel olarak açık kaynak, topluluk katılımı için açık ve erişilebilir hale getirilen bir ürün veya çözümün tasarım ve mühendisliğini ifade eder. Bu, kendi sektörlerindeki ve toplumlarındaki sorunlara yeni çözümler bulmak için topluluklardan yararlanan merkezi olmayan bir çalışma yöntemidir."
Bu doğru. Merkeziyetsizlik Bitcoin ile başlamadı, ağ bunu açık kaynak hareketinden miras aldı. Aslında, IBM' in konu hakkında söylediklerini okuyun ve size bir şey hatırlatıp hatırlatmadığına bakın:
"Açık kaynak" terimi, daha genel olarak, açık işbirliği, kapsayıcılık, şeffaflık ve sık sık kamuya açık güncellemeler yoluyla yazılım gibi herhangi bir fikri mülkiyetin oluşturulmasına yönelik topluluk temelli bir yaklaşımı da ifade eder."
Bitcoin, açık kaynak felsefesiyle ayrılmaz bir şekilde bağlantılıdır. Bu fikri biraz daha açalım.
Andreas Antonopoulos, "Mastering Bitcoin" adlı büyük eserinde Bitcoin ağının açıklığını ve açık kaynak felsefesinin her şeyi bir arada tutan sihirli tutkal olduğunu kabul ediyor:
"Bitcoin açık kaynak kodlu bir projedir ve kaynak kodu açık (MIT) lisans altında, herhangi bir amaç için ücretsiz olarak indirilebilir ve kullanılabilir. Açık kaynak, ücretsiz kullanımdan daha fazlasını ifade eder. Aynı zamanda Bitcoin'in gönüllülerden oluşan açık bir topluluk tarafından geliştirildiği anlamına da gelir."
Bu "açık gönüllüler topluluğu" GitHub gibi geliştirici platformları aracılığıyla işbirliği yapmaktadır. Halka açık depolar aracılığıyla yazılımın gelişimini şeffaf bir şekilde organize ederler. Kod ve geçmişi her zaman erişilebilir durumdadır. Tüm kurulum, Bitcoin ağının kalbindeki açık defter olan blok zincirine benzer özelliklere sahiptir.
Bitcoin Core ve Bitcoin Knots gibi istemcilerden BitAxe gibi DYI madencilere, Wasabi, Green Wallet veya Blink gibi cüzdanlara kadar Bitcoin ekosisteminin her yerinde açık kaynak ethosu mevcuttur.
Açık kaynak sistemlerinin çalışabilmesi için kuralların yürürlükte olması gerekir. Ana set, projenin kullanmaya karar verdiği dağıtım lisansıdır. Bazıları, oluşturulan yazılımı "istedikleri herhangi bir amaç" için kullanma izni verebilirken, OpenSource.com başka seçenekler sunar:
"Bazı açık kaynak lisansları - bazılarının "copyleft" lisansları olarak adlandırdığı - değiştirilmiş bir açık kaynak programı yayınlayan herkesin, bu programın kaynak kodunu da yayınlamasını şart koşar. Ayrıca, bazı açık kaynak lisansları, bir programı değiştiren ve başkalarıyla paylaşan herkesin, bunun için bir lisans ücreti talep etmeden programın kaynak kodunu da paylaşmasını şart koşar."
Açık kaynak projeleri için geliştirme sürecinin de kendine özgü kuralları vardır. Kod serbestçe kullanılabilir, ancak "ana kod tabanı tek bir kişi veya bir grup kişi tarafından korunur." Bunu nasıl başarıyorlar? Bir açıklama için Oracle'dan tekrar alıntı yapalım:
"Versiyonlama, işbirliğine dayalı geliştirme çabalarının yararı için kaynak kodunu koruma ve yineleme uygulamasıdır. Kaynak kodunun yüklenmesi ve bakımı için açık kaynak işbirlikçileri tarafından merkezi bir depo (örneğin BitHub) kullanılır. Bir geliştirici koda bir katkıda bulunduğunda, bu kod ana kod tabanına yüklenir ve burada ana kaynak koduyla birleştirilmeden önce incelenir."
Elbette bu sadece genel bir açıklama. Ancak ister inanın ister inanmayın, tüm açık kaynak ekosistemi temelde bu şekilde çalışıyor. Ve bu işbirlikçi çalışma şekli dünyayı ele geçiriyor.
Hiçbir şey mükemmel değildir. Bir projeyi açık kaynak kodlu hale getirmek potansiyel olarak projeyi hızlandırıp dünyanın dört bir yanından çok sayıda geliştiricinin projeyi mümkün olan en geniş açıdan ele almasını sağlasa da, bazı kör noktalar vardır. Tüylerinizi diken diken edecek gerçek bir hayat hikayesi için "The WIRED Guide to Open Source Software"e gidelim:
"2014 yılında güvenlik araştırmacıları iki önemli açık kaynak projesinde ciddi güvenlik açıkları olduğunu ortaya çıkardı: Birçok büyük işletim sisteminin parçası olan OpenSSL ve Bash. Hiçbir yazılım potansiyel güvenlik sorunlarından arınmış değildir, ancak bu sorunların bu kadar uzun süre tespit edilmemiş olması açık kaynak için büyük bir sorunun altını çizdi: Birçok büyük açık kaynak projesi, sorunları düzeltmek için çok az zamanı olan ve güvenlik denetçileri tutacak parası olmayan gönüllüler tarafından işletilen daha az bilinen açık kaynak bileşenlerine dayanmaktadır."
Bitcoin'de bu bir risk midir? Potansiyel olarak. Dikkatli olun. Güvenmeyin, doğrulayın.
Blink Açık Kaynak yığınını buradan kontrol edebilirsiniz
